Mustafa Necati (Hattat)

MUSTAFA NECATİ (Hattat)

Serçeme ( Eskipolat) köyünde dünyaya geldi(1327-1991) Babası Molla Abullah Annesi Fatıma hanımdır.
Çocukluk devrelerinde ağaç yapraklarını eline alarak bir şeyler okurmuş onu kimse anlayamamıştır. ilk tahsil çağını dedesi Dumlulu hoca ve köyün imamı hafız Hamdi Efendiden almıştır. Bilahare Erzuruma gelende Solakzade Sadık Efendi ( Eski Erzurum  Müftüsü ) ve Maksut Efendiden derse devam etmiş ilmini ve farisi derslerini aslen Serçemeli olan tabur imamı Muhammed Nuri Efendiden okumuştur ve eski Osmanlı devresinde Semerra Kadısı Abdülvehhap Evyaptan okumuştur ve Elmalılı Hamdi YAZIR dan tefsir derslerine devam etmiştir.
1948 Yılına kadar hem okumuş hem de okutmuştur 1948 de Mekke-i Mükeremeye hicret etmiş ve yedi yıl Mekke-i Mükerremede Medresetül Felahda harisi fıkhı üzerine müderrislik yapmıştır, ve oradan Medine-i Münevvereye hicret etmiş 1991 yılına kadar Medine-i Münevverede  ders okutmuş ve ticaretle meşgul olmuştur.
Hayatı boyunca Sünneti seniyeden bir nebze ayrılmamış ve İslam namına asla taviz vermemiştir.
Veli Velioğlu Hoca Efendi’nin dayıları olması hasebiyle ondan dinlediklerimiz 1988 yılında ben umreye gittim meseleleri öğrenmek için soru kağıtları ayarlayarak hazırlık yapmıştım bu soruları da kayda almak için ufak bir teyip cebime koydum, teyibi nasıl çıkaracağımı düşünürken Veli Hoca teyibi çıkar ortaya koy dedi ve benim müşkül meselemi halletti.
Diğer taraftan keşfi kubur olduğunu şöyle hissettim bizim dededen dedeye intikal eden evimizde bir yatır  vardır  O yatırın kimliğini sordum İsa aleyhisselamın havarilerinden biridir dedi; şöyle anlattı.Bir Cuma günü köye geldim ( sorgunlu ) Ziravang köyü ziyaretin ön tarafında oturdum çay içiyorum annem de ekmek pişiriyordu çok seri bir şekilde tesbih çekildiğini işittim sağıma soluma baktım ablam bana sağına soluna ne bakıyorsun diye ikaz etti nene hanım bir tesbih sesi geliyor ama kimseyi göremiyorum dedim ve ablam bana dediki her Cuma günü bu zat tesbihini çeker. Benim duyduğum hüsni zannım şudur O günkü büyüklerin söylediğine göre bunların anneleri abdest almadan çocuklarına süt vermezlermiş işin kaynağıda buradan gelmektedir.
1987 de Mekke Kralının emri üzerine Mustafa Necati Din’in buluğ çağına gelmeyen çocukları ile beraber uçakla yurt dışı olacak   ve uçağa bindirilirler uçak arıza yaparak kalkamaz O gün nezarette kalırlar ertesi gün tekrar uçağa bindirirler uçak kalkıyor, ancak havada tekrar arızalanıyor inmek zorunda kalıyor. Buharalı Zekeriya Efendi evrullahtan bir zat haber gönderiyor merak etmesinler Mustafa Efendiyi gönderemezler Resulullah  (S.A.V) sahibidir, Kral bu emrini böylelikle iptal ediyor.
Hacı Mustafa Efendi 1948 yılında Mekke-i Mükerremede hicretinin birinci yılı yani 1949 yılında kardeşi ve annesini de Mekke-i Mükerremeye aldırmak için Mekkede ev kiralar annesi ve kardeşi henüz yolda iken ev sahibi evini kiraya vermekten vaz geçer ne kadar başka ev tutmaya çabalasa da ev bulamaz ve 1 ay süre ile annesi ve kardeşi ile mezkür bir sokakta açık havada kalırlar.  Hacı Mustafa Efendi  alış veriş için bir dükkan kiralar ama ne giden ne gelen yok kapının önünden bile geçen olmaz. 1 ay böyle zor şartlar altında imtihanı geçirir. bir ayın sonunda bir zat gelerek “kardeşim kimdir bu dükkanın sahibi nerede arayıp bulamıyoruz” der ve Mustafa Efendi ile görüştükten sonra dükkan çalışmaya başlar ev temin edilir ve bir ayın imtihanı güzellikle neticelenir..
Hacı Mustafa Efendinin hizmetlerinin efdalı  olan biriside Medine-i Münevverede  Erzurum Ribatının yapılması olmuştur.Bu vesile ile Erzurum Ribatının yapılmasında bani olmakla beraber hazırlık çalışmaları için 2 defa Türkiye’ye gelerek faaliyetlerini sürdürmüştür.
Ribatın arsası 1966 yılındandan önce alınmış ve 1968 yılından sonra yapımı devam etmiştir. Ribatın yapımındaki amaç hac zamanı Hacılara hizmet ve Ulemaya hizmette özen göstermek, Hac mevsiminin dışında  da talebe yetiştirmek maksadıyla kurulmuştur ve halen hizmetleri devam etmektedir.
Ribatın bir feyz kaynağı olduğu Medine halkının sık sık ziyaret ve ilgisinden anlaşılmaktadır.  Hacı Mustafa Efendinin 1991 yılı Ekim ayında Hakkın rahmetine kavuşarak Aşıkı olduğu Medine şehrinin Cennetül Baki Kabristanına defnedilmiştir.
Vefatının yılı olan 1991 senesinde ben Hacca gitmiştim. Hac ziyaretinde Hacıların fazla alış verişlerine rıza göstermeyen Hoca Efendi bir yatsı namazından sonra dükkanın arkasındaki medreseye gittim. Erzincanlı Mustafa Efendi isminde bir zat çay yapıyordu. dayım Erzincanlı Mustafa Efendiye dönerek “Mustafa Efendi çay hazırmı? “  Mustafa Efendi  “evet “ dedi “öyleyse sen çayı başkasına devret Veli Hoca ile çarşıya gidip Veli Hocaya bir teyp alın ama iyisi olsun bantları bozmasın “ ve gittik teybi alıp geldikten sonra talebelerine okuttuğu Akıbetül Tehavi ve Fıkıhtan Lubüb kitaplarını kasete alarak bana hediye etti ve O yılda vefatıyla bir kerametini böylece anlamış oldum.
ESERLERİ:  Şifüttim – miz / Hacıların rehberi
Menzum halinde beyit kitabı
Usul-i Fıkıh ( Erzurum Eğitim merkezinde okutulmaktadır)