Es-Seyyid Eş-Şeyh Osman Nuri Bağdadi (ks)

Şeyh Osman Nuri Efendi 1881 tarihinde Osmanlı devletinin Bağdad Vilayetinde doğdu. Babası Muhammed Emin Efendi, Annesi Fehime Hanımdır. Şeyh Osman Nuri Hazretleri çocukluk ve gençlik yıllarında bir taraftan dünyevi ilimler öğrenip, askeri okullardaki tahsilini yürütürken, diğer taraftan’de babası tarafından Bağdad’ta özel olarak tutulan hocalardan, lisan dersleri alıyor ve Medreselerdeki hoca efendilerden’de Kur’an, Tefsir, Hadis gibi islami ilimleri öğreniyordu.

Şeyh Osman Nuri Efendi yukarıda bahsedilen ilimler ve tahsil hayatının yanında, Irak’ın büyük Mutasavvıflarından Şeyh Ömer Ziyaeddin Hazretlerinin dergahında tasavvufi eğitiminide sürdürüyordu.

Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretlerinin babası, Muhammed Emin Efendi’de Şeyh Ömer Ziyaeddin Hazretlerinin babası ve Büyük Mutasavvıf Şeyh Mevlana Halid Hazretlerinin halifesi olan, Şeyh Osman Seraceddin Tavili Hazretlerinin bağlılarından idi.

Osman Nuri Efendi, İstanbul’da askeri okulda öğrenci iken, Şeyh Ömer Ziyaeddin hazretlerinin, İstanbul da bulunan bir tarikat görevlisinden ilahi bir işaretle tasavvufi bağlılığını yapmıştır. Daha sonra kendileri okul tatillerinde ve mezun olup subay olarak atandığı Bağdad’ta Osmanlı Ordusundaki vazifesi esnasında, çok güç şartlar içerisinde olmasına rağmen Şeyh Ömer Ziyaeddin hazretleninin ikamet ettiği Biyara ya ziyaretler yaparak, Mürşidin sohbetlerinde ve manevi feyizlerinden istifade etmeye çalışmıştır.

Şeyh Osman Nuri Efendinin mürşidi, Şeyh Ömer Ziyaeddin Hazretleri Miladı 1900 yılında ahirete irtihali ile, yerine geçen oğlu Şeyh Muhammed Necmettin hazretlerine de aynı ilahi aşkla bağlanmış ve Şeyh Necmeddin hazretleri tarafından irşad edilmiştir.

Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretleri, Cenab-ı Hakkın yardımı ve mürşidlerin himmetiyle, hem zahiri ilimleri, hemde manevi ilimlerde zirve bir şahsiyet oldu.

Şeyh Osman Nuri Efendi, İstanbul’da girdiği Harbiye Mektebinden Piyade sınıfından Subay olarak mezun olduktan sonra, Osmanlı devletinin Bağdad’ta bulunan Ordusuna atandı. 1914 yılında başlayan 1.Dünya savaşında Erzurum, Kars Cephesinde (Şark Cephesinde) görevlendirildi. Savaş meydanında gösterdiği cesaret ve kahramanlıkları, yanında asker olarak çarpışanlar tarafından övgüyle nakledilmiştir. Dört yıl süren bu harpten sonrada, Mardin, Derik, Diyarbakır ve Elazığ’da çeşitli askeri hizmetlerde bulunmuştur. Şeyh Osman Nuri hazretleri otuz yıla yaklaşan askerlik hayatını, Kıdemli Binbaşı rütbesinde, Elazığ Askerlik Şube reisi iken emekliye ayrılarak noktalamıştır.

Şeyh Osman Nuri Hazretleri anne ve baba tarafından Seyyid olup, tasavvuf hayatındaki mürşidi Irak’ta meşhur mutasavvıflardan Şeyh Ömer Ziyaeddin hazretleridir. Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin halifesi olan Şeyh Osman Seraceddin hazretlerinin oğludur. Şeyh Osman Nuri hazretleri, mürşidi, Şeyh Ömer Ziyaeddin hazretlerine çok genç yaşlarda büyük bir manevi aşkla bağlanmış, gerek mürşidinin himmeti ve gerekse de kendisinin gayret ve çabaları ile çok kısa zamanda büyük manevi derecelere erişmiştir. Ömer Ziyaeddin hazretlerinin vefatı ile hayatının en büyük acısını yaşamı bu dayanılmaz acıya ve ayrılığı ancak, Şeyh Ömer Ziyaeddin hazretlerinin yerine geçen oğlu, Şeyh Muhammed Necmeddin hazretleri biraz olsun dindire bilmiş ve bundan sonraki manevi yolculuğu ise onun önderliğinde devam etmiştir. Şeyh Muhammed Necmeddin hazretleride, Babası Ömer Ziyaeddin hazretlenin kendisine yaptığı vasiyet gereği olarak, onun yetiştirip bir insanın gelebileceği manevi olgunluğun en yüksek mertebesine çıkartmıştır.

Böylece, mürşitlik makamına gelen Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretleri, bu defada kendisi manevi önderlik görevini yüklenmiştir. Bütün bir ömrü savaşların ve yoklukların yaşandığı bir dönemde askerlik gibi zor bir mesleği severek yürütmek ve tüm çile ve zorluklarıyla tasavvufi hayatı hiç taviz vermeden yaşamak şeklinde geçirdi. Önüne çıkan her türlü güç şartlar, onu ne cephedeki düşmana karşı verilen savaşlardan yıldırmış ve nede iç alemindeki nefis mücadelesin ve maneviyat yolculuğunda asla geri döndürememiştir.

Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretleri, Şeyh Ömer Ziyaeddin ve Şeyh Muhammed Necmeddin Hazretleri tarafından irşat edilip, mürşidlik makamına geldikten sonraki hayatında, bu defada kendisinin irşat faaliyetlerini sürdürmüş ve sayısız insana, Allah sevgisini, ibadet lezzetini, manevi huzura ve insan olmanın fazilet, sorumluluk ve muhabbetini yaşayarak öğrenmeleri yolunda büyük çabalar sarf etmiştir. Kendisini gören ve bugün hayatta olan yada vefat eden yakınları ve talebelerinin, Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin sohbet, keşif ve kerametleri hakkında anlattıkları, kitapların alamayacağı kadar nihayetsiz olup, dinleyenleri hayretlere düşürecek böyle bir zatın bu asırda yaşayabileceğine dahi inanmamaktadırlar. İşte bu harikulade hallerinden dolayı kendisine zamanın Abdulkadir Geylanisi denilmektedir.

Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretleri, askerlik mesleğinden emekli olduktan sonra, ara, ara gittiği Malatya’da, kendisini tanıyıp sevenlerin, ısrarı ve ilahi bir işaretle, 1931 yılında Malatya’ya göçerek oraya yerleşmiştir. Malatya’ya gidişlerinin birinde (1926) yılında daha sonra kendisinin halifesi olacak, Şeyh Ali Kara Hazretleri ile karşılaşır. O günlerde 26 yaşındaki Ali Efendi ile, Şeyh Osman Nuri Efendi arasında başlayan Mürşit, Mürit ilişkisi, kendisinin 1943 yılında Kasım ayının sonlarına doğru Yozgat şehrinde mecburi iskana tabi tutulması ve orada ahrete irtikaline kadar devam etmiş daha sonrada mürşitlik görevini kendi sağlığında halife makamında bulunan, Şeyh Ali Kara Hazretleri, 1971 yılına kadar sürdürmüştür.

Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretleri, etkileyici sohbetleri ve kerametleriyle insanları etrafına toplamış ve onları halka, Hakka ve Devlete karşı en temiz ve güzel duygu ve düşüncelerle bezendirmiş, Cenab-ı Hakkın 20. asırda insanlık alemine gönderdiği en büyük bir armağandır.

Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretleri, 1944 yılının 23 Ocak Tarihinde Yozgat’ta ahrete intikal etmiş olup, Yozgat’ın Sarıtopraklık kabristanlığında bulunan türbesi, yurdumuzun dört bir yanından gelen insanların ve sevenlerinin ziyaret edip, manevi şifa ve huzur bulduğu bir NUR ABİDESİDİR..