Eş-Şeyh Abdulkadir Belhi (ks)

Seyyid Abdulkadir Belhi Hazretleri enteresan bir zattır. Hamzavi Melami meşreb olmasının gereği olsa gerek; ne kimsenin peşinden koşar ne de kimseye giderdi. Kabrinin üzerinde, hiçbir işaret, yazı, nişan yoktur. Hazret, ahirete irtihallerinden sonra bile hırkayı melamete bürünerek şöhretten kaçınmayı yeğlemiş, mahviyet duygusu ile alemde gaib olmayı murad ederek mübarek mezarlarıyla bile, namu nişanı terk etmişlerdir.

Kaynaklar; 3.Devre Melamilerinin piri Seyyid Muhammed Nurul Arabi Hazretlerinin İstanbul'a geldiğinde, Seyyid Abdulkadir Belhi Hazretlerini ziyaret ettiğinden ve aralarında geçen bir konuşmadan bahsederler. Rivayete göre Seyyid Muhammed Nurul Arabi Hazretleri, Seyyid Abdulkadir Belhi Hazretlerine hitaben:

"Duyduk ki kutupluk sizde imiş. Eğer kutupluk sizdeyse, biz de size uyalım. Yok eğer kutupluk bizdeyse, o zaman siz bize uyun! Demiş.

Bu sözü duyan Hazreti Seyyid Abdulkadir Belhi de derin bir müşahade ile muhatabını incitmeden şu cevabı vermiş: “Biz öyle şeyler bilmeyiz. Yalnızca tabiyiz!” Ardından da şu meşhur Nefes'i okumuştur. “Eller buğday, biz saman. Eller yahşi, biz yaman.”

Melamiliğin özünde iddia sahibi olmamak yatar. Bu nedenle Hamzavi Melamiler, batınında bir iddiası, zahirinde ise yapmacıklık ve riyakarlığı olmayan kimselerdir. Onlar; evham ve hayalattan uzak, Keramat u mu'cizat peşinde koşmayan, aşkı Nebi uğruna nefsini zelil kılan, tasarruf fakiri, mahza kulluk halinde tariki nazeniynin örtülü gülleridir. Öyle kutupluk, gavslık gibi nefsi okşayan, riyaset kokan ünvanlara itibar etmezler.
****
“Eller buğday, biz saman. Eller yahşi, biz yaman.”